Ali Şükrü Bey cinayeti ve devlet içindeki suç örgütleri


1920 senesinde Meclis açıldıktan bir süre sonra "İkinci Grup" ismiyle maruf bir parti teşekkül etti. Mecliste müthiş bir muhalefet havası estirdiler. Tek parti paradigmasının o günkü sahipleri bunu elbette hazmedemezdi, hazmedemediler.

İşte bu İkinci Grup Mebus'larının en önemli ismi, yani muhalefet partisi lider, Ali Şükrü Bey'dir. Kendisi askerlikten istifa etmiş, Mustafa Kemal'in davetiyle Ankara'ya gelmişti. Trabzonludur. İkinci Grubun önemli isimlerinden birisi de Hüseyin Avni Ulaş'dır.

Trabzon Meb'usu Ali Şükrü Bey.

İkinci Grubu belki "dinci" olarak isimlendirenler olabilir fakat benim benim anladığım kadarıyla bu grubun muhalefeti daha çok sistemin "dikta" rejimine doğru yol almasından kaynaklanıyordu. Milli Mücadeleyi beraber yapmış olan bir çok insan yavaş yavaş söz sahibi olmaktan çıkıyordu. Bu en fazla Lozan görüşmelerinin Meclis'teki tartışmalarında görülebiliyordu. Lozan'da İsmet İnönü, Meclis kararı olmadan bir çok taviz vermiş, Misak-ı Milli'den vazgeçmişti. (Muhtemelen bu kararları Mustafa Kemal doğrudan kendisine iletiyordu)

Lozan'la ilgili tartışmalarda hatıralardan ve o günki Meclis kayıtlarından anlaşılan Mustafa Kemal'in Meclis'teki muhalefet karşısında çok zor durumda kaldığı ve Meclis kürsüsünden yaptığı tehditlerin bile işe yaramadığı, Ali Şükrü Bey'in ise keskin bir muhalefet sergilediğidir.

Topal Osman Ağa bir çete lideridir. Çerkes Ethem gibidir. Giresunludur. Ankara'da Çankaya muhafız birliğinin başına getirilmiştir. Yani Mustafa Kemal'in özel koruma birliği. Muhafız Taburu.

Topal Osman 

Ağa Ali Şükrü Bey'i evine çağırmış ve bu daveti kabul eden Ali Şükrü Bey buradan sağ dönememiştir. Aradan iki gün geçtikten sonra Meclis'te Ali Şükrü Bey'in akıbetini araştırmak üzere bir komisyon kurulmuş fakat bir netice elde edilememiştir.

Ne gariptirki ceset Çankaya'da tarlada, bir subay'ın sineklerin biryerde toplantığını görmesi üzerine ortaya çıkıyor. Cinayeti Topal Osman Ağa'nın yaptığı anlaşılıyor.

Ali Şükrü Bey'in cesedi bulunduğunda çekilen resmi. 

Topal Osman Ağa, Mustafa Kemal'in emriyle İsmail Hakkı Tekçe tarafından Çankaya sırtlarında kıstırılıp öldürülüyor. Topal Osman ve çetesi çarpışırken, Ağa yaralanıyor ve çetesine silahlarını Çankaya'ya çevirmelerini emrediyor. Fakat Rauf Orbay daha önceden haber vermesiyle, Mustafa Kemal ve eşi Latife Hanım istasyon binasına taşınmışlardı.

Ağanın cesedi tanınmaz hale getiriliyor ve sonrasında Ulus meydanında asılıyor. Meclis daha önce asılma kararı vermişti, kafası yerinde olmadığı için ağayı ayaklarından astıkları söylenir. Topal Osman bildiklerini anlatmadan gitmiştir, onu bu hadiseyi yapmaya zorlayan şartlar nedir veya kim azmettirmiştir. Topal Osman'ın karakterini incelediğimiz zaman çok saf ve çabuk kanan birisi olduğunu görüyoruz.

Aslında bu hadise günümüzde çokca gündeme gelen kontrgerilla ve devlet içi suç örgütlerini hatırlatıyor bana. Devlet içinde, devlete ait bir grup yasal bağlarla hukuk dışı işler yapıyorlar. Bu adet İttihat ve Terakki döneminden beri var ve günümüzde bu tarihi hakikatlari daha çok görebiliyoruz.

Ali Şükrü Bey'in çıkardığı Tan Gazetesi 30 Mart 1923 tarihli nüshası: "Müellim bir hadise. Ali Şükrü Bey ne oldu?"

İttihat ve Terakki komitacıydı, siyasi alanda yapamadıklarını silah ile yapardı. Cumhuriyet erkanının çoğu maalesef İttihat ve Terakki geleneğinden gelen insanlardı. Bunlarda bu adeti senelerce devam ettirdiler. Kendilerine ve çıkarlarına muhalefet edenleri ortadan kaldırdılar, darbet yaptılar, faili meçhul cinayetler işlediler.

İşte bahsettiğim bu ikinci grup milletvekilleri, İkinci Meclis'e giremediler, Meclis dikta için uygun olan dikensiz bir gül bahçesi haline gelmiş oldu. Bu İkinci Meclis Lozan'ı onayladı.

Not: Resimler Tarih ve Medeniyet Dergisi Kasım 1996 tarihli nüshasından alınmıştır. 

Yorumlar