Ortaçağın karanlık Avrupası: Roma'da neler oldu?

İtalya'nın başkenti Roma'dayız. Geçmişten günümüze tarihle iç içe yaşanan bir şehir burası. Her köşesi tarihin izlerini taşıyor. Roma aynı zamanda Roma İmparatorluğu'nun, İtalya Krallığı'nın da başkenti. Kendi sınırları içerisinde ise küçük bir devlet barındırıyor: Vatikan.

İstanbul gibi Roma da 7 tepeli. MÖ. 8. yy'da Romus ve Romulus isimli ikiz kardeşler tarafından kurulduğu anlatılır. Sonraki hükümdarlar Roma Krallığı dönemi olarak anlatılır.
Kolezyum
Krallık döneminden sonra, Roma Cumhuriyeti kuruldu. MÖ. 3. yy'da Kartaca ile yaptıkları Pön savaşları ve 2. yy'da Makedonya'yı yenmelerinden sonra dünyanın süper gücü haline geldi. Zamanla oluşan iç karışıklıklar ve sonrasında Sezar'ın galip gelmesiyle MÖ. 44 yılında ömür boyu diktatör oldu. Sen de mi Brütüs? ifadesiyle aklımıza kazanan meşhur cinayetten sonra halefi Augustus, rakiplerini ve özellikle Marcus Antonius ile Kleopatra'yı yenerek tek başına hükümdar oldu.

İsimlerini bir çoğumuzun duyduğu Tiberius, Caligula, Nero, Titus, Hadrian, Caracalla, Konstantin, Heraklius gibi bazıları da Doğu Roma'yı yöneten imparatorlar iktidar oldular. 

330 senesinde I. Konstantin, Byzantion'u (İstanbul) Roma İmparatorluğu'nun başkenti yaptı ve adını Konstantiniyye olarak değiştirdi. 395 senesinde Roma ikiye ayrıldı. Germen kavimlerinin gelmesi ve Roma'yı istila etmesi neticesinde Batı Roma yıkıldı. Yerini irili ufaklı devletlere, krallıklara bıraktı. Hukuk fakültelerinde anlatılan Roma Hukuku, yılların Roma medeniyeti, ortaçağ karanlığında kayboldu, tekrar hatırlanması yüzyıllar sürdü.

Roma gibi bir medeniyetin küller altında bırakan ve tarihi kendilerini merkeze alacak şekilde yazan şimdiki Avrupalıların dedeleriydi. "Tarih onlarla başladı, insanlar olgunluğa onlarla erişti", "Ortaçağ karanlığı" iddiasında olan insanlardan sağlıklı bir Roma tahlili de beklenemezdi zaten. Roma'yı kötüledikçe kendilerini merkeze çekmeleri kolay oldu. Yazdıkları tarihi tüm dünyaya ihraç ettiler, mütehayyilemizi bununla çerçevelediler. Evet ortaçağ onlar için bir karanlıktan ibaretti ama tüm dünya böyle miydi? 

Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu ise uzun seneler varlığını sürdürdü. Müslümanlar yavaş yavaş Roma'yı fethettiler. Malazgirt'le başlayan Bizans gerilemesi, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethiyle son buldu.

Roma döneminde önceleri şiddetle yasak edilen hıristiyanlık zamana devletin resmi dini haline getirildi. Hıristiyanlık, Roma yönetimine karşı belki de bir refleks geliştirdi ve bir çok tavizler vererek, Romalıların bir çok gelenekleri hıristiyanlık dinine girdi. Mesela eski Roma'da kutlanan kış gün dönümü saturnalya festivalinin yeni hıristiyanlıkta noel olması gibi.

Roma kilisesi kendisini Petrus'un halefi ilan edip, diğer kiliselerin kendisine tabi olmasını söyleyince, doğu kiliseleri buna karşı çıktılar. 1054 senesinde Ortodokslar ile Katolikler ayrıldı. Katolik hıristiyanların merkezi Roma oldu, başında da Papa bulundu. Küçük devletler üzerinde kolay hakimiyet kuran Papalık daha sonra gerçekleştirdiği haçlı seferleri ile hükümdarlar üzerindeki etkisini bir süre daha devam ettirdi.

İtalya Birliği için çalışan Garibaldi ve Mazzini gibi liderlerin çabaları neticesinde Sardinya-Piyomente Kralı II. Victor Emmanuel İtalya Kralı oldu. Roma bu birliğe 1870'de katıldı.

Papalık Devleti ise 1929 senesinden itibaren Vatikan'da hüküm sürmeye devam etti.

Bir sonraki yazımızda Roma'da görmeye değer yerleri inceleyelim. 

Yorumlar