Lahor - Gezi Notları (Pakistan)

Lahor Pakistan'ın en görmeye değer şehirlerinden birisi belki de en önemlisi. Pencap Eyaleti'nin merkezi. Hindistan sınırında ve aralarındaki sınır kapısı da burada.

Hayat geç saatlere kadar devam ediyor. Sonradan tanıştığımız Türkiye'den gelip burada kalan bir arkadaşımızla birlikte akşam gezintisi yapıyoruz. Sokaklar karmaşa içinde; trafik yoğunluğu, motosikletler, tuktuklar, rikşalar ve bunların arasında çekinmeden yürüyen insanlar. O kavşaklardan hız kesmeden geçen ve kendi yollarını kendileri çizen tüm vasıtalar. Bazen tam çarpacakken sağa kırarak sakince yoluna devam edenler. Benim gibi İstanbul trafiğini iyi bilen birisi için bile çok fazla stres.

Lahor sokakları çok renkli
Araba kullanmadım gerçi ama sol tarafta olan yolcu koltuğunda görünmeyen o frene basmak beni çok gerdi. Sonunda trafiğin soldan akmasına da alıştık.

Aman o seyyar satıcılar, tozlu sokaklar, dolaşırken burnunuza gelen yemek kokuları; hepsi bizim için ayrı bir tecrübe oldu.

Sokak lokantaları
Yemeklerinin acı olduğundan bahsetmiştim, çayları da sütlü. Galiba sütün içine çay atarak kaynatıyorlar. İçmek bizim gibi alışmamış olanlar için zor. Pilavları fena değil, her öğünde pilav yeniyor. Tavuk neredeyse her öğünde var. Güzel tatlıları var.

Pilav her yemekte var

Sütlü tatlıları güzel
Lahor'u pazar günü gezecek olmak trafik açısından bize çok zaman kazandırıyor. Vaktimizi daha önemli yerleri görmekte harcıyoruz.

Lahor'da Babürlülerin eserleri olduğu gibi İngiliz mimarisine sahip binalarda var. Bunlardan birisi Lahor Müzesi. Kiremit renkli bina, ingiliz mimarisinde. İlk yapılırken de müze olarak yapılmış.

Lahor müzesi İngiliz mimari tarzına sahip

Müze içerisinde Pakistan ve Hindistan coğrafyasında yaşamış olan milletlerin kullandıkları eşyalar sergileniyor. 

Bina ilk yapıldığı andan itibaren müze olarak kullanılıyor. 



Lahor'da bir Türkiye'den bir firmanın yaptığı metrobüs var. Lahor sakinleriyle konuşurken Türkiye'den geldiğimizi öğrenenler hemen metrobüsü sizinkiler yaptı diyorlar. Burası için önemli olduğu anlaşılıyor.

Lahor metrobüs yolunun bir kısmı
Lahor, Walled City

Old Lahore surlarla içinde, Walled City diyorlar. Birçok kapısı var; Delhi Kapısı,  Bhati (Batı) Kapısı, Kashmiri Darwaza  ve Şah-ı Alem Kapısı en meşhurları.

Walled city içerine resimdekine benzer kapılarla giriş yapılıyor.

Hanefi mezhebi alimlerinden Data Genc-i Bahş ismiyle meşhur Ali Hucviri hazretlerini ziyaret ettik. Geniş güvenlik önlemlerinden geçerek içeri girdik. Kameramız olduğu için bizi ön kapıdan değil, arka kapıdan aldılar. Geçtiğimiz senelerde burada bir bombalı saldırı neticesinde 40 kişi hayatını kaybetmiş. İnsanlar korkuyorlar.

Ali Hucviri hazretleri türbesi
 
Ali Hucviri (Data Genc-i Bahş) hazretleri kabri
Ali Hucviri, 465 (m.1072)'de vefat etti. Keşf-ül-Mahcüb eserinin sahibidir. Farisi olarak yazılan tasavvuf eserlerinin en mühimlerindendir. Gazne doğumludur. Sultan Mahmued Gaznevi'nin oğlu İbrahim Gaznevi kabri üzerine güzel bir türbe yaptırdı. Her sene bir hafta süresince anma merasimi düzenlenmekte ve çok kalabalık olmaktadır.

Badshahi (Padişah) Camii, 1673 senesinde tamamlanmıştır. Babür hükümdarlarından Tac Mahal'i yaptıran Şah-ı Cihan'ın oğlu Alemgir Evrengzib tarafından yaptırılmıştır. Hocası İmam-ı Rabbani hazretlerinin vefatından iki sene sonra tamamlanmıştır. Sih ve İngiliz yönetimindeyken cami askeri merkez olarak kullanıldı.

Badshahi (Padişah) Camii

Caminin avlusu büyük fakat iç mekanı resimde görüldüğü kadar

Padişah Camii, Alemgir Evrengzib tarafından yaptırıldı
Çok büyük bir avlusu var. Pakistan ve Hindistan camilerinin avluları çok büyük fakat kapalı alanları ise bir o kadar küçük.

Avlusundan karşıya baktığımız zaman meşhur Pakistan bağımsızlık bildirisinin okunduğu yere yaptırılan Minare Pakistan'ı görüyoruz. 1940 senesinde Britanya Hindistan'ından ayrılarak bağımsız bir İslam devleti kurma iradesi burada ortaya konulmuştu.

Minar-e-Pakistan
Padişah Camii girişi ile Lahor Kalesi arasında geniş ve güzel bir bahçe var: Hazuri Bagh. Burada her iki taraftaki yapıları güzel açılardan görebiliyorsunuz. Caminin hemen arkasında, kale ile cami arasında bir sih tapınağı var. Sihler İngilizlerden önce bir dönem Lahor'u yaklaşık 50 sene idare etmişler.

Hazuri Bagh ve hemen karşıda görünen ise Sih tapınağı

Bahçe ve karşıda Lahor Kalesi

Bahçeden Padişah Camii girişi

İlk olarak Ekber Şah tarafından yaptırılan Lahor Kalesi görmeye değer yerlerden. Cihangir, Şah Cihan ve Alemgir Evrengzib eklemeler yaptılar. İçerisinde Divan-ı Âm, Divan-ı Has, Sheesh (Şiş) Mahal bölümler bulunuyor. Şiş Mahal'in son hali içler acısı, aynalardan müteşekkil bu mekan kim bilir zamanında ne kadar güzeldi.

Lahor Kalesi ( Shahi Qila) girişi

Kalede bulunan Divan-ı Âm, halk divanı

Divan-ı Has

Kale önceden Ravi Nehri kenarındaymış, nehir yatağının değiştirilmesi sebebiyle şehir merkezinde kalmış


Lahor Kalesi içerisinde Şiş Mahal isminde aynalı saray olarak tercüme edilebileceğimiz bir bölüm var. Lahor valisi Asıf Han tarafından Şah Cihan adına yaptırılmış ve güzel işlemeler aynalarla süslenmiş.

Sheesh Mahal (Aynalı Saray)
İngilizler memleketten ayrılırken bir çok zenginliğini de beraberlerinde götürmüşler. Şiş Mahal'in hali şu anda içler acısı
Lahor Kalesi'nden Padişah Camii'nin görünümü
Caminin giriş kapısı önünde Pakistan milli şairi Muhammed İkbal'in kabri bulunuyor. Pakistan'ın kurulmasında rol oynamıştır. Cambridge Üniversitesi'nde felsefe ve iktisat okudu. Hukuk tahsili de yaptı. İngilizlerin böl-yönet siyasetine Cinnah'la birlikte alet oldu, heyecan veren konuşmalar yaptı, bağımsızlığın sembolü oldu.

Muhammed İkbal'in kabri
Muhammed İkbal, Mehmet Akif'e benzetilir. Mehmet Akif'in Sultan Abdulhamid'e karşı yazdığı şiirleri meşhurdur. 1949'da başbakan olan Şemseddin Günaltay için de övgüler dizmiştir.

Tahir-i Lahori'nin kabri, Lahor'un büyük bir kabristanı olan Meyanı Sahib Kabristanından bulunuyor. Kendisi İmam-ı Rabbani hazretlerinin talebesi ve oğulları Muhammed Masum ve kardeşlerinin hocasıdır.

Tahir-i Lahori hazretleri kabir girişi
Tahir-i Lahori hazretlerinin kabri

İmam-ı Rabbani ve Baki Billah hazretleriyle görüşmüş olan Havend Mahmud kabri

Pencap'ta 5 büyük nehir var, zaten penj (beş) - ab (su) anlamlarına geliyor. Bunlardan birisi de Ravi nehri. Bunun üzerinde Babür Şah'ın oğlu Mirza Kamran tarafından yaptırılan Kamran's Baradari bulunuyor. Lahor'un ilk Babürlü idarecisi olan Mirza Kamran'ın köşkü. Bar; urduca oniki demek, dar ise farisi kapı demek. Bardari 12 kapılı yer anlamına geliyor.

Selim Cihangir Han türbesi Lahor'daki son durağımız. Büyük bir kervansaray ve hemen sonrasında büyük bir bahçe bulunuyor. Karşıda Babür sultanlarının klasik mimarisine sahip türbesi bulunuyor. İçeride mermer kabir (toprağa gömülü olan gerçek kabrin hemen üstü), ve üstünde türbesi. Bu türbelerin minareleri de var.

Selim Cihangir türbesi

Selim Cihangir kabri
Türbenin minaresinden bahçe ve giriş kapısı
Ekber Şah’ın oğlu olan Selim Cihangir,  babasının din-i ilahi saçmalığını ortadan kaldırmakla beraber devletinde şii nüfusuna engel olamadı. İran’lı karısı Nur Cihan ismiyle bilenen Mihr-ün Nisa ile evlendi. Zamanın en büyük İslam alimi İmam-ı Rabbani Ahmed Faruk-i Serhendi’yi hapsetti.

İmam-ı Rabbani Hazretleri Redd-i Revafıd isminde, rafiziliğin içi yüzünü anlatan bir kitap yazmış ve bunu Özbek Hanı, Abdullah Han’a göndermişti. Bu kitabı şiilere gösterin, kabul ederlerse ne âlâ, etmezlerse onlarla harp etmek lazım olur demişti. Abdullah Han Safevilerle mücadele etmiş ve daha önce kendisine ait bazı şehirleri ele geçirmişti.


Bu ve başka sebeplerden İmam-ı Rabbani hazretlerini Sultan’a şikayet ettiler. 2 sene kadar Guwalyar kalesinde hapiste kaldı. Sultan daha sonra pişman olup, hapisten çıkardı, bir müddet daha askeri arasında bulunmasını istedi. Daha sonra memleketine gönderdi, kendisi özür dileyip talebelerinden oldu.

Hanımı, aynı zamanda bir şii olan Nur Cihan'ın kabri hemen dışarıda, yolun karşısında bulunuyor.

Hindistan'a PIA'nın haftada bir kez düzenlediği tarifeli seferi ile geçilebiliyor. Ayrıca Lahor'da bulunan sınır kapısından otobüs seferleri düzenleniyor. Bu sınır kapısı aynı zamanda dünyanın en ilginç tiyatrolarından birine, kapanış merasimine ev sahipliği yapıyor. Birbirlerine bağıra çağıra her iki tarafın askerleri sınırı kapatıyorlar. Bu esnada tribünlerde oturan her iki halktan insanlar tezahuratda bulunuyorlar. Saatlerce insanlar burada bekliyor, milli hislerini tatmin edip evlerine dağılıyorlar. Sınır kapısı da zaten birkaç dakika sonra tekrar açılıyor.

Lahor için en az iki gün ayrılmalı, gidemeyip bir sonraki seyahate bıraktığımız yerler oldu. Bunlar arasında Vezir Han Camii, Melik Ayaz türbesi ve Shalimar (Şalimar) Bahçeleri bulunuyor.

Yorumlar